- borç etmek (veya yapmak)
- borçlanmak
Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar.
- P. SafaBabasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu.
- H. R. Gürpınar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadılar.
- P. SafaBabasından bir şey koparamadığı zaman borç ediyor, sonra ona ödetiyordu.
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bilmek — nsz, ir 1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. H. Taner 2) i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak Yani kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük