- ortada olmak
- (iş) yapması gereken kişi belli olmamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ortada — sf., sp. 1) Sonucu belli olmayan (karşılaşma) 2) zf. Topluluk içinde, arasında 3) zf. Görünür yerde, göz önünde Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır. H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ortada bırakmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
projektör ışığında olmak — göz önünde bulunmak, ortada olmak Devlet adamları her ülkede projektör ışığında kişiler olarak davranışlarına, sözlerine, görünümlerine dikkat etmek zorundadırlar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
EVSAT — Ortada olmak. * Vasatta olan. Orta. Orta hâlli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bar bar — zf. 1) Bağırmak fiili ile kullanılarak bağrışın öfkeli ve yüksek sesle olduğunu anlatan bir söz Adamcağız bar bar bağırdı ama dinleyen olmadı: 2) Bağırmak fiili ile apaçık görünmek, ortada olmak anlamında kullanılan bir söz Ben esrarlıyım, ben… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaybubet etmek — ortada görülmez olmak Neveser, bir müddet gaybubet etmeyelim. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
belli — 1. sf. Beli olan Hani sen benim gibi ince belli sarışınları severdin? N. Araz Birleşik Sözler karınca belli 2. sf. 1) Bilinmedik bir yanı olmayan, malum Hâlimiz, vaktimiz sizce belli. H. R. Gürpınar 2) Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEBAHBUH — Durmaya, oturmaya, girmeye ve çıkmaya kadir olmak. * Ortada oturmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük