- akıp gitmek
- çabuk geçmek
Ebediyete akıp giden her on senede...
- Atatürk
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ebediyete akıp giden her on senede...
- AtatürkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
akmak — den, ar 1) Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. S. F. Abasıyanık 2) Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek Üstünden sular akıyor. 3) Sıvı bir madde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
FECR — Tan yerinin ağarması. Şafak. Sabah vakti, güneş doğmadan evvel şarkta hâsıl olan kızıllık. * Bir şeyi genişçe ikiye ayırmak. * Günah işlemek. Fücur ve fısk işlemek. Yalan söylemek. * Tekzib eylemek. * İsyan ve muhalefet eylemek. * Haktan sapmak.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük