- dara düşmek
- para sıkıntısına düşmek
Madam onu çocuğu gibi seviyordu. Dara düştüğü günlerde hizmetini hiç aksatmadan para mara istemedi.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Madam onu çocuğu gibi seviyordu. Dara düştüğü günlerde hizmetini hiç aksatmadan para mara istemedi.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
başı dara düşmek — sıkıntıya girmek Adamın başı dara düşünce yardımına Hayrullah koşmaz da kim koşar? A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dara — is., İt. tara 1) Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı 2) Terazide dengeyi sağlamak için hafif gelen kefeye ağırlık olarak konulan taş, demir, çivi vb., abra 3) İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dar — 1. is., esk., Far. dār İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk Birleşik Sözler darağacı 2. sf. 1) İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı Dar elbise. Dar ev. 2) Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz, mikro… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük