BELÂGAT — Hitâbettiği kimselere göre uygun, tam yerinde, düzgün ve hakikatlı güzel söz söyleme san atı. Muktezâ yı hâle mutâbık söz söylemek. * Belâgat, hem düzgün, hem yerinde söz söylemeyi öğreten ilmin de adı olur. Ve maani, beyan, bedi diye üç kısma… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELÂGAT-FÜRUŞ — f. Belâgat taslıyan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
belâgat — (A.) [ ﺖﻏﻼﺑ ] kusursuz söz söyleme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
belagat — iyi konuşma; sözle inandırma yeteneği; söz sanatlarını inceleyen bilim dalı … Hukuk Sözlüğü
İZHAR-I BELÂGAT — Belâgat gösterme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELÂGAT-PERDÂZ — f. Düzgün konuşabilen, iyi söz söyliyebilen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BELÂGAT-PİRÂ — Belâgata süs veren. Süslü ve belâgatlı konuşan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLM-İ BELÂGAT — Edb: Güzel söz söyleme veya yazmayı öğreten ilim. Edebiyatın bir şubesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLM-İ BEYAN — Belâgat ilminin, yâni edebiyatın, hakikat, teşbih, istiâre, mecaz, kinaye kısımlarından bahseden ilim dalıdır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEYAN — İzah. Açıklama. Anlatma. Açık söyleme. * Öğretme. * Fesahat ve belâgat. * Edb: Belâgat ilminin hakikat, mecaz, kinâye, teşbih, istiâre gibi bahislerini öğreten kısmı. (Bak: Belâgat) * Söz olsun, iş olsun; vukû bulan şeyden murad ne olduğunu o şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük