- kulak tıkamak
- (bir şeye) bir şeyi duymazlıktan gelmek
Vücudu içinden duyduğu çöküntülere kulaklarını tıkar, gözlerini yumar.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Vücudu içinden duyduğu çöküntülere kulaklarını tıkar, gözlerini yumar.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük