- çocuk olmak
- çocuklaşmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çocuk — is., ğu 1) Küçük yaştaki oğlan veya kız Çocuğun bir sütninesi vardı. R. H. Karay 2) Soy bakımından oğul veya kız, evlat Anası olacak bir kadın çocuğu omuzundan yakalamış. B. R. Eyuboğlu 3) Bebeklik ile erginlik arasındaki gelişme döneminde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çocuk yapmak — isteyerek çocuğu olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dadı olmak — çocuk bakıcılığı görevini üstlenmek Yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öçlerini almak istiyor gibiydi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
döl döş sahibi olmak — çocuk ve torunları bulunmak Gün gelir, evlenir, döl döş sahibi olur, durulur. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuk — is., ğu 1) Çocuklarla birlikte aile topluluğu Benim ve çoluk çocuğumun bu kapıdan yiyeceğimiz ekmek artık temiz bir ekmek olamaz. R. N. Güntekin 2) Bir işte gereken deneyimi kazanmamış yaşça küçük kimseler, gençler Benden evvel çoluk çocuk bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uf olmak — 1) çocuk dilinde acımak 2) çocuk dilinde yaralanmak Aman yavrum dikkat et, düşer uf olursun. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
anne olmak — kadın, çocuk sahibi olmak Evlendikten iki yıl sonra anne oldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çoluk çocuk sahibi olmak — evlenip eşi ve çocukları olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sahip olmak — mülkiyetinde olmak, elinde bulundurmak Her hâlde bu kız da evlenecek, çoluk çocuk sahibi olacaktı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
baba olmak — erkek, çocuk sahibi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük