- anne olmak
- kadın, çocuk sahibi olmak
Evlendikten iki yıl sonra anne oldu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Evlendikten iki yıl sonra anne oldu.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
anne — is. 1) Çocuğunu dünyaya getiren kadın, ana, valide 2) Yavrusu olan dişi hayvan Birleşik Sözler anneanne babaanne büyük anne cicianne hanımanne sütanne üvey anne … Çağatay Osmanlı Sözlük
randevusu olmak — belli bir saatte, belli bir yerde buluşmak için biriyle sözleşmiş olmak Bilmem ki anne, gene o Fahri yle randevusu olmasın? P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
Gramática del turco — Contenido 1 Olmak Eylemi (Los verbos Ser y Estar) 2 Contenidos 2.1 Introducción 2.2 Partes de la oración … Wikipedia Español
Hemshin peoples — Համշե(ն)ցիներ Hemşinliler A Hemshinli woman in traditional dress. Total population 500,000 700,000 Regions with significant populations … Wikipedia
ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boğaz — is. 1) Boynun ön bölümü ve bu bölümü oluşturan organlar, imik, kursak Ses, ciğerlerde biriken havanın boğaza çarpması demektir. Ö. Seyfettin 2) Şişe, güğüm vb. kaplarda ağza yakın dar bölüm Şişenin boğazı. Testinin boğazı. 3) İki dağ arasında dar … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebe — is. 1) Doğum işini yaptıran kadın Ebe demek yarım doktor demektir. R. N. Güntekin 2) hlk. Büyük anne, nine 3) Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyar — 1. is., esk., Ar. iḫtiyār Seçme Birleşik Sözler ihtiyar heyeti ihtiyar meclisi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ihtiyar etmek 2. sf., Ar. iḫtiyār 1) Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı İhtiyar öksürüyor, öksürdükçe de boğazından… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendinden geçmek — 1) bilinci işlemez olmak, kendini kaybetmek, bayılmak Gözlerini tezgâhın arkasındaki bir kapıya dikmiş ve kendinden geçmiş gibiydi. S. F. Abasıyanık 2) bir şey karşısında coşkuya kapılmak, duygulanmak Oturduğu şiltenin üstünde ayağa kalkıyor;… … Çağatay Osmanlı Sözlük