- koltukta olmak
- şaka
başkasının konuğu olup kendi masraf etmemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
koltuk — is., ğu 1) Omuz başının altında, kolun gövde ile birleştiği yer Gazetelerini bir koltuğunun altına koydu, zayıf kollarıyla kutulara sarıldı. H. E. Adıvar 2) Kol dayayacak yerleri olan geniş ve rahat sandalye Ta yan beline kadar gömüldüğü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanıdık çıkmak — 1) önceden birbirlerini tanımış olmak, tanış olmak 2) bir şeyi daha önceden öğrenmiş, duymuş olmak Sırrı Bey, bu iki ada hemen tanıdık çıktı ve artık oturduğu koltukta büsbütün uzanarak Bekliyoruz paşam dedi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle — is., Far. kelle 1) Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı 2) Ekinlerde başak 3) Külçe biçimindeki şeker Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. A. İlhan 4) tkz. Baş, kafa Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kelle götürmek kelle koşturmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük