- dost olmak
- yakınlık kurmak, ahbap olmak
Otelde tanıdıkları içinde en çok sevdiği Edibe Hanım, kendi kendine bulup dost olduğu bir genç hanım.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Otelde tanıdıkları içinde en çok sevdiği Edibe Hanım, kendi kendine bulup dost olduğu bir genç hanım.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dost — is., Far. dūst 1) Sevilen, güvenilen, yakın arkadaş, gönüldaş, iyi görüşülen kimse, düşman karşıtı Dostlar beni hatırlasın. Âşık Veysel 2) Erkek veya kadının evlilik dışı ilişki kurduğu kimse, zamazingo Bir dostu vardı, belalı, çapkın bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maksat hasıl olmak — amaca ulaşılmak, amaç gerçekleşmek İmzanın arkasına saklanan adam dost, düşman her kim olursa olsun maksat hasıl olmuştu. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
dostlaşmak — nsz Dost durumuna gelmek, dost olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenet gibi yapışmak — çok yakın dost olmak, sıkı fıkı olmak Bu mevsimde kızlar ikişer, üçer kişilik gruplara ayrılır ve birbirlerine kenet gibi yapışırlardı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
bagınmak — barış, musalaha etmek, dost olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaraş — musalaka, barış, il dost olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yufuşmak — yardımlaşmak, birbiriyle dost olmak, II I, 73bkz: yüfü şmek … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yüfüfmek — yardımlaşmak; birbiriyle dost olmak III, 73bkz: yufu şmak ok yeleği III, 45, 70. 97, 143bkz: yök, yük, yüñ … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
düşman — is., Far. duşmān 1) Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, yağı, hasım, dost karşıtı Ben ki dans salonlarına, barlara düşman bir adamımdır. S. F. Abasıyanık 2) Birbirleriyle savaşan devletler ve bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bin — is. 1) Dokuz yüz doksan dokuzdan sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 1000, M rakamlarının adı 3) sf. On kere yüz, dokuz yüz doksan dokuzdan bir artık 4) sf., mec. Pek çok, çok sayıda Taşlar, topraklar kaydırarak bin zorlukla iniyorlardı … Çağatay Osmanlı Sözlük