- kulak vermek
- merak edip dinlemek, işitmeye çalışmak
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
- N. H. Onan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
- N. H. OnanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak asmak — önem vermek, dinlemek Bunların sözlerine ne diye kulak asıyor, ona göre yapacağın işi kestiriyorsun? M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
iselemek — kulak vermek, istima etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istimâ' — (A.) [ عﺎﻤﺘﺱا ] dinleme, kulak verme. ♦ istimâ etmek kulak vermek, dinlemek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
dinamik — sf., ği, fiz., Fr. dynamique 1) Hareketli, her an değişebilen, duruk karşıtı 2) is., fiz. Mekaniğin kuvvet, hareket, enerji arasındaki ilişkilerini inceleyen dalı, devim bilimi 3) fel. Devimsel 4) mec. Canlı, etkin, hareketli Önce bir şey… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlemek — i 1) İşitmek için kulak vermek Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. A. Ş. Hisar 2) Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak Beni dinlersen bu işten vazgeç. 3) Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek Doktor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
seslemek — i, hlk. 1) Dinlemek, kulak vermek 2) Çağırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tinglamak — dinlemek, kulak vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
GUŞETMEK — İşitmek. Dinlemek, kulak vermek, mesmu olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜRAAT — Riayet, saygı göstermek. * Korumak, hıfzetmek, saklamak. * Riayet etmek. * Bir şeyin akibetinin ne olacağını gözetmek. Söze kulak vermek. * Bir kimsenin hakkına riâyet eylemek. * Göz ucuyla bakmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük