peşini bırakmamak

peşini bırakmamak
bir kimseyi veya şeyi izlemekten vazgeçmemek

Başımın belası! Peşimi hiç bırakmaz.

- S. F. Abasıyanık

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • ardını bırakmamak — peşini bırakmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arkasını bırakmak (veya bırakmamak) — peşini bırakmak (veya bırakmamak) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gırtlağına sarılmak — peşini bırakmamak, musallat olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eteğinden ayrılmamak — peşini bırakmamak Bu ağırsamaları anlamakla beraber aldırmayan Hilmi, eteğinden ayrılmıyor, peşi sıra yürümekten vazgeçmiyordu. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kene gibi yapışmak — istenmediği hâlde birinin peşini bırakmamak, yakasını bırakmamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • peş — 1. is., hlk., Far. pīş Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası 2. is., Far. pes 1) Arka, art Biz kuru canımıza razıyız, diye peşimizden geliyordu. F. R. Atay 2) Elbisenin etek kısmı Birleşik Sözler peş peşe peşi peşine… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yapışmak — nsz 1) Yapışıcı olan veya yapışkan bir maddeye bulanmış olan bir şey ayrılmayacak bir biçimde bir yere tutunup kalmak Zarfın iyice yapışıp yapışmadığına o kadar dikkat etti ki... S. F. Abasıyanık 2) e İyice yaklaşmak, sokulup değmek Geri geri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ardına (veya arkasına) düşmek — (bir kişinin, bir işin) arkasından gitmek, peşini bırakmamak Muhatabı da olmayan gecikmiş hesapların ardına düşüyordu. M. Mungan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • musallat olmak — birini sürekli rahatsız etmek, birine sataşmak, peşini hiç bırakmamak Akşamdan beri yüreğine musallat olan o sıkıntı gene yerini almaya başlamıştı. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”