- kan gelmek
- kanamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
benzine kan gelmek (veya benzi kanlanmak) — sağlıklı duruma gelmek, canlanmak Yirmi dört saat evvel Allah tan ziyade Abdülhamit ten korkan kâtiplerin henüz benizlerine kan gelmemişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzüne kan gelmek — sağlığı yerine gelmek, benzinin solgunluğu geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan — is. 1) Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. Ö. Seyfettin 2) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan gitmek — 1) (birinden) büyük ve küçük abdestini yaparken kan gelmek 2) (birinden) kadınlarda aybaşı çok kanlı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yanağına kan gelmek — yüzü daha canlı ve renkli olmak, iyi beslenmekten dolayı gürbüz görünmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
can gelmek — canlanmak, güçlenmek Vücudumuza serinlik, ferahlık yayılıyor / Kan verilen bir yaralı imişçesine cismime can geliyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne fenalık gelmek — aşırı derecede sıkılmak, pek bunalmak Bütün kan başıma çıktı, üstüme bir fenalık gelir gibiydi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanamak — nsz 1) Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek, kan kaybetmek 2) mec. Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kanayan yara olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanamak — kanamak, kan gelmek, kan almak II, 323; III, 263, 273bkz: kan ımak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini