- iş çıkarmak
- 1) çok iş yapmak
Yönettiği bütün toplantılarda, batılı bir metotla kısa zamanda verimli iş çıkarmakta üstüne yoktu.
- H. Taner2) gereksiz, uğraştırıcı bir işe yol açmak, sorunlara neden olmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yönettiği bütün toplantılarda, batılı bir metotla kısa zamanda verimli iş çıkarmakta üstüne yoktu.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
çıkarmak — II, 83 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
çıkarmak — den 1) Birinin veya bir şeyin çıkmasını sağlamak, çıkmasına sebep olmak Cebinden maroken kaplı bir defter çıkardı. Ö. Seyfettin 2) i Sonunu getirmek Bu para ile ayı çıkarırız. 3) i Anlamak, ne olduğunu bilmek, sezmek 4) i Bulmak, ortaya koymak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gürültü çıkarmak (veya etmek veya koparmak veya yapmak) — 1) düzensiz ve rahatsız edici sesler çıkarmak Karanlıkta bana çarpıp da gürültü yapmamaya dikkat ederek kapıyı açtım. H. C. Yalçın 2) kavga, karışıklık, tartışma çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydana çıkarmak — 1) açıklığa kavuşturmak, ortaya çıkarmak, belli etmek Marifetlerini birer birer meydana çıkarıyor. R. H. Karay 2) bularak ortaya çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıngar çıkarmak (veya koparmak) — gürültü, kavga çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksiltmeye çıkarmak — bir işi, istekliler arasında en ucuz fiyat verene bırakmak için ihaleye çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
haç çıkarmak — Hristiyanlar, sağ ellerini alın, karın, iki omuz başı ve göğüs hizasına götürerek haç biçiminde tapınma işaretini yapmak, istavroz çıkarmak Beraber eski kilise harabesine girdiler, kadın burada haç çıkardı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
hadise çıkarmak — olay çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hır çıkarmak — kavga, gürültü çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hırgür çıkarmak — kavga etmek, kavga çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
istavroz çıkarmak — haç çıkarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük