kan kaybetmek

kan kaybetmek
1) herhangi bir nedenle vücuttan çok kan akmak

Kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş.

- M. Ş. Esendal
2) mec. güçsüzleşmek, etkisini kaybetmek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • kan — is. 1) Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı Cebinden çıkardığı mendille ellerine bulaşan kanları silerek haykırdı. Ö. Seyfettin 2) mec …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaybetmek — i, der, Ar. ġayb + T. etmek 1) Yitirmek Kadın o kadar kan kaybetmiş ki az daha ölecekmiş. M. Ş. Esendal 2) Yenik düşmek, yenilmek Savaşı kaybetmek. Bahsi kaybetmek. 3) Para bakımından zarara girmek Hesapta bu binlerce lirayı kaybetmek ihtimali… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanamak — nsz 1) Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek, kan kaybetmek 2) mec. Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kanayan yara olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dava — is., huk., Ar. daˁvā 1) Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma 2) Sav Erkekler davalarını hanımlar kadar hararetle müdafaa edememişlerdir. H. C. Yalçın 3) mec. Sorun O kırkyıllık davada beyhude akıntıya kürek çekmişiz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”