- benzersiz
- sf.
Benzeri olmayan, eşsiz
Zübeyde Hanım da her ana gibi oğlunu eşsiz, benzersiz bir insan görmektedir.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Zübeyde Hanım da her ana gibi oğlunu eşsiz, benzersiz bir insan görmektedir.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
benzersizleşmek — nsz Benzersiz bir duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
benzersizlik — is., ği Benzersiz olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bireylik — is., ği, top. b. 1) Bir kimseyi dış gözlemciler gözünde benzersiz, tek kılan özellikler veya bunların tek biçimi 2) fel. Bireyi benzerlerinden ayıran niteliklerin bütünü Sorunları ve titreşimleriyle, çok gelişkin bireyliğiyle bir insan... S.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nazirsiz — sf. Benzersiz, eşsiz Evvelce nazirsiz güzel olması lazım gelen yüzü, artık buruşmuş... R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
teferrüt — is., dü, esk., Ar. teferrud 1) Tek, yalnız olma, herkesten uzaklaşarak yalnız kalma 2) Benzeri bulunmama, benzersiz olma, sivrilme … Çağatay Osmanlı Sözlük
bîbedel — (F. A.) [ لﺪﺑ ﯽﺑ ] eşsiz, benzersiz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
bîhemtâ — (F.) [ ﺎﺘﻤه ﯽﺑ ] benzersiz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
bîmisâl — (F. A.) [ لﺎﺜﻡ ﯽﺑ ] benzersiz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
bînazîr — (F. A.) [ ﺮﻴﻈﻥ ﯽﺑ ] benzersiz … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ADÎM-ÜN NAZÎR — Eşi, benzeri olmayan. Eşsiz. Benzersiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük