kendini sıkmak — kendini zorlamak, çaba göstermek Ben kendimi sıkarak istidadımdan daha çok şen görünmeye çalışıyordum. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini paralamak — çok çaba ve özen göstermek Çoğunlukla üniversite diploması alabilmek uğruna kendini paralayan bir gençlikle karşı karşıyayız. A. Cemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kendini satmak — 1) kendisinde olmayan iyi nitelikleri varmış gibi göstermek 2) para karşılığı erkeklerle birlikte olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
temeyyüz etmek — kendini göstermek, sivrilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
TEMAYÜZ — Kendini göstermek. Farklı ve yüksek vasfı olmak. Başka vasıflarla üstün olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temeyyüz — (A.) [ ﺰﻴﻤﺕ ] kendini gösterme, sivrilme, ayrıcalık kazanma. ♦ temeyyüz etmek kendini göstermek. ♦ temhîl etmek süre tanımak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
evlatlık — is., ğı 1) Evlat olma durumu Evdekiler Tanrı huzurunda şahit tutup Seyit i evlatlıktan reddetti. L. Tekin 2) Küçük yaştan beri eve alınıp yetiştirilen kimse Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla … Çağatay Osmanlı Sözlük
işgüzar — sf., T. iş + Far. guẕār 1) Gereği yokken, genellikle kendini göstermek için işe karışan (kimse) 2) esk. Eli işe yatkın, becerikli (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırıtış — is. Kırıtma işi veya biçimi Albayın evlatlığı kendini göstermek için terliklerini şaplata şaplata aşırı bir kırıtışla geçmişti. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük