- ... yoluna
- ... uğruna
Para yoluna canını verdi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Para yoluna canını verdi.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yoluna girmek — istenilen, gerekli olan biçimde gelişmeye başlamak Göreceksin, bu konaktan çıkar çıkmaz her şey öyle bir yoluna girecek ki! Bütün uğursuzluklar bu evden geliyor. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna koymak — istenilen biçime getirmek, düzene koymak Arkadaşının mektebe alınması işini o hafta içinde yoluna koymuş. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna sapmak — başvurmak Hile yoluna saptı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna bakmak — (birinin) beklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna baş koymak — bir amaca, bir gayeye yönelmek, bütün varlığıyla kendini vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna can (veya canını) vermek — birinin uğruna ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna çıkmak — 1) karşılamaya gitmek 2) yolda karşısına çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
işini yoluna koymak — işi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek Kendisi burada işini yoluna koyduğu sıralarda, dört yıl, göğsünü, o, savaş meydanlarında siper yapmıştı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıkırını yoluna koymak — geçim düzenini iyi olarak sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bok yoluna gitmek — kaba yararsız, gereksiz bir şey uğruna yok olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük