- yoluna koymak
- istenilen biçime getirmek, düzene koymak
Arkadaşının mektebe alınması işini o hafta içinde yoluna koymuş.
- A. Ş. Hisar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Arkadaşının mektebe alınması işini o hafta içinde yoluna koymuş.
- A. Ş. HisarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
işini yoluna koymak — işi veya görevi olumlu olarak yürütmek, sıkıntı çekmeden gerçekleştirmek Kendisi burada işini yoluna koyduğu sıralarda, dört yıl, göğsünü, o, savaş meydanlarında siper yapmıştı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıkırını yoluna koymak — geçim düzenini iyi olarak sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yoluna baş koymak — bir amaca, bir gayeye yönelmek, bütün varlığıyla kendini vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
halletmek — i, der, Ar. ḥall + T. etmek 1) Güç görünen bir olay veya duruma çözüm yolu bulmak 2) Yoluna koymak, olumlu sonuca bağlamak Bakınız, tesadüf bunu ne kadar güzel düşünüp halletti. M. Ş. Esendal 3) Bir cismi bir sıvı içinde eritmek 4) mat. Çözmek 5) … Çağatay Osmanlı Sözlük
tıkır — is. 1) Tıkırdayan, birbirine vuran, çarpan şeylerin çıkardığı ses 2) argo Para Birleşik Sözler tıkır tıkır keyfi tıkırında Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
deveyi düze çıkarmak — güçlükleri giderip işleri yoluna koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başarmak — mubaderet etmek, muvafik, muzaffer olmak, baş etmek, tesviye i ifa etmek, yoluna koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cavalatmak — maslahat, meşveret vermek, beyan i rey etmek, işini yoluna koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük