- göze gelmek
- birisine nazar değmiş olmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz göze gelmek — her iki tarafın bakışları karşılaşmak Salonun zayıf ışığında Afife ile göz göze geldik. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz göze — zf. Bakışları karşılaşarak Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller göz göze gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Türkische Sprache — Türkisch (Türkçe) Gesprochen in Türkei, Zypern, Bulgarien, Griechenland, Mazedonien, Rumänien, Kosovo, außerdem unter türkischen Migranten in Westeuropa, Nordamerika und Australien Sprecher Geschätzte 6 … Deutsch Wikipedia
ölüm — is. 1) Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat Çenesinde babamın ölüm günü gördüğüm asabi buruşmalar var. Y. Z. Ortaç 2) Ölme biçimi Yanarak ölümü, feciydi … Çağatay Osmanlı Sözlük
zar — 1. is., esk., Ar. izār dan Kadınların örtündükleri çarşaf, car (II) 2. is. 1) İnce perde veya örtü 2) anat. İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar veya organ bölümleri, çeper 3) bit. b. Birbirine sımsıkı yapışık hücre veya moleküllerden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
içinde kaybolmak — 1) göze çarpmamak Fakat götürdükleri eşya da kendileri de koca köşkün içinde kayboldular. R. N. Güntekin 2) giysi çok büyük gelmek 3) beklenen sonuca ulaşamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük