dizginleri (veya dizginlerini) ele almak — yönetimi eline geçirmek Uykusunun dizginlerini ele almak ve istediği zaman uyanmak. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
inisiyatifi ele almak (veya geçirmek) — karar verme yetkisini kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
teşebbüsü ele almak — öne atılıp bir işi yönetmeye başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıyıkları ele almak — delikanlılık çağına girmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözlem altına almak — 1) bir nesneyi, olayı veya bir gerçeği, niteliklerinin bilinmesi amacıyla, dikkatli ve planlı olarak ele alıp incelemek 2) hastanın hastalığını izlemek, denetim altında bulundurmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mektup almak — yazılan mektup adrese gelip ele geçmek Bir gün, bilmediğim bir memleketten bir mektup aldım. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
rehin almak — bir anlaşma, sözleşme veya isteğin yerine getirilmesini sağlamak için bir kimseyi ele geçirmek, tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaymağını almak (veya yemek) — (bir şeyin) bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük