besbelli

besbelli
sf.
1) Açık, apaçık, çok belli

Açlığını kim duyar eğri ovaların, yanık dağların / Ölülerin duymadığı besbelli.

- F. H. Dağlarca
2) zf. Anlaşıldığına göre, anlaşılıyor ki

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • besbelli — senin dediğin gibi …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • ayan beyan — zf. Besbelli, apaçık, açık seçik bir biçimde Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bedahet — is., esk., Ar. bedāhet 1) Besbelli, apaçık olma durumu 2) Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bedihi — sf., esk., Ar. bedīhī Besbelli, apaçık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • belirgin — sf. Belirmiş durumda olan, göze çarpan, besbelli, açık, bariz, sarih Hüzünlü bakışlarının daha belirgin hâle getirdiği iri, siyah, ceylan gözleriyle ... alımlı da sayılabilirdi. E. Bener …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geniş — sf. 1) Eni çok olan, enli, vâsi Geniş, bomboş bir taşlığın serin, rutubetli küf kokusu duyuldu. P. Safa 2) Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı Bu ağaç, bir geniş bostan duvarının dış tarafında idi. O. C. Kaygılı 3) Bol (elbise) 4) Kapsamı büyük …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hüveyda — sf., esk., Far. huveydā Besbelli, açıkça, meydanda, aşikâr …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tuz ekmek düşmanı — sf. Nankör Böyle mübarek bir gecede bu tuz ekmek düşmanının velinimetinin evinde yaptığı hırsızlık besbelli dokunmuştu. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ürkünçlük — is., ğü Ürkünç olma durumu E. Zola toplumsal ürkünçlüğü sağlık bozukluğuna dönüştürmekte kendine usta tanımamış bir romancı besbelli... S. İleri …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • apışıp kalmak — şaşırmak Bu sonsuzluğun içinde işte besbelli sen de kendini kaybederek apışıp kalmışsın. H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”