- gözü (veya gözleri) (bir şeyde veya bir şeyin üzerinde) olmak
- dikkati bir yerde toplanmak
Masalarda oturan kadınların en ufak bir harekette gözleri kapıdaydı.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Masalarda oturan kadınların en ufak bir harekette gözleri kapıdaydı.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük