- başını alıp gitmek
- izin almadan ve gideceği yeri bildirmeden gitmek, savuşmak
O, dönüşümü sabırsızlıkla beklerken bir kâğıt bırakır, başımı alıp giderdim.
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
O, dönüşümü sabırsızlıkla beklerken bir kâğıt bırakır, başımı alıp giderdim.
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
siktirip gitmek — başını alıp gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
caddeyi tutmak — 1) herhangi bir sebeple bir yoldan geçişi engellemek, kapamak 2) argo korkulu bir durumda başını alıp gitmek, uzaklaşmak Emine bağırarak caddeyi tutarken peşi sıra ötekiler de kalktılar. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük