- gözüne batmak
- tedirgin etmek, rahatsız etmek
Kimsenin gözüne batmadan, tanınıp bilinmeden büyük bir kentin kaldırımlarında yaşamanın doyulmaz bir tadı vardı.
- N. Cumalı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kimsenin gözüne batmadan, tanınıp bilinmeden büyük bir kentin kaldırımlarında yaşamanın doyulmaz bir tadı vardı.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gözüne diken olmak — gözüne batmak Hasene yi odadan kovdunuz da şimdi gözünüze ben mi diken oldum? H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük