- başını sokmak
- (bir yere) barınacak bir yer bulmak
Çok şükür başımızı bir yere soktuk, şimdilik tatlı söyleyelim tatlı yiyelim.
- Z. Selimoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çok şükür başımızı bir yere soktuk, şimdilik tatlı söyleyelim tatlı yiyelim.
- Z. SelimoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
başını belaya sokmak — birini, kötü sonuçlar verecek bir duruma itmek Çekil git buradan, başını belaya sokma. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını yakmak — güç bir duruma sokmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasını sokmak — barınabilecek bir yere yerleşmek, başını sokmak Bazen yapayalnız, kafasını sokacak bir damdan mahrum, aç, avare dolaşmış. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını derde sokmak — sıkıntılı bir duruma girmek veya getirilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dertsiz başını derde sokmak — bir derdi yokken gereksiz yere üzüntü veren bir işe girişmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
deve kuşu gibi başını kuma sokmak (veya gömmek) — 1) bir tehlike, bir olay karşısında yararlı olmayacağı apaçık ortada olan kaçamak bir yola sapmak 2) başkalarını aldattığını sanarak kendisini aldatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
dertsiz — sf. Derdi olmayan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller dertsiz baş terkide gerek dertsiz başını derde sokmak dertsiz kul olmaz … Çağatay Osmanlı Sözlük