gözünü bürümek

gözünü bürümek
(bir şey) ondan başka hiçbir şeyi görmemek, tamamen ona bağlanmak

Senin gözünü sevda bürümüş, bey, dedi. Sen bir İzmir'e git de gönlünü eğle!

- Sabahattin Ali

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • gözünü hırs bürümek — 1) çok fazla istemek, aşırı istemek İnsanın gözünü hırs, para hırsı bürümeye görsün! S. F. Abasıyanık 2) çok öfkelenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözünü kin bürümek — intikam alma duygusundan başka bir şeye önem vermemek Gözünü kin bürümüş, doğruyu eğriyi seçemiyor, kurunun yanında yaşı da yakacak. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hırs bürümek — gözünü hırs bürümek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözünü (veya gözlerini) duman bürümek — 1) hayale dalmak, dalgınlaşmak Gözlerini de bir duman bürüyor, başını yana çevirerek uzaklara bakıyordu. R. N. Güntekin 2) hüzünlenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözünü (veya gözlerini) kan bürümek — adam öldürecek kadar öfkelenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”