gözünü korkutmak

gözünü korkutmak
(birinin) yıldırmak

Şimdiden gözünü korkutmazsan ileride büsbütün başa çıkılmaz bu bacaksızlarla.

- N. Cumalı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • gözünü yıldırmak — gözünü korkutmak Hem de oraya kadar sürüklenmek, hanlarda birçok para harcamak, günlerce işten güçten kalmak köylülerin gözünü yıldırır. N. Nâzım …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz yıldırmak — gözünü korkutmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aba altından değnek (veya sopa) göstermek — 1) (bir kimseye) yumuşak görünmekle birlikte yine de başkalarının gözünü korkutmak 2) (bir kimseye) imalı bir biçimde tehdit etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tergîb — (A.) [ ﺐﻴﻏﺮﺕ ] rağbet ettirme, istek uyandırma. ♦ tergîb etmek rağbet ettirmek, istek uyandırmak. ♦ terhîb etmek gözünü korkutmak …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”