- it burnu
- nesrin tohumu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Burnu Acquanetta — (* 17. Juli 1921 in Cheyenne, Wyoming; † 16. August 2004 in Ahwatukee, Arizona) war eine US amerikanische Schauspielerin, die 1946 durch ihre Rolle in „Tarzan und das Leopardenweib“ eine hohe Bekanntheit erlangte. Entgegen einer weit verbreiteten … Deutsch Wikipedia
Burnu — Burnu, 1) zwei Vorgebirge, das Große u. Kleine B., im Meerbusen von Salonik im Agäischen Meere; sie trennen von diesem eine große Bucht ab, den Thermaischen Busen, die an der Salonik liegt u. die für 300 Schiffe groß genug ist; 2) Reich, so v.w.… … Pierer's Universal-Lexikon
Burnu (Bornu) — Burnu (Bornu), Bornu, ein mächtiges, aber noch wenig erforschtes Reich in Centralafrika, grenzt im Süden an Mandara und im Osten an den Tschadsee, der ungeheuer groß, mit mehreren Inseln und unermeßlichen Scharen von Vögeln bedeckt und sehr… … Damen Conversations Lexikon
burnu Kafdağına çıkmak (veya varmak) — kibirlenmek, şımarmak, burnu büyümek Nikâh ettirir ettirmez kadının burnu Kafdağına çıkmış. S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu büyük — sf., ğü Kibirli (kimse) Burnu büyüklerden demokrasiye ancak zarar gelir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu büyüklük — is., ğü Burnu büyük olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu havada — sf. Çok kibirli Ona kalsa evleneceğiz ama annesi beni istemiyormuş. Burnu havada kadının. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu sızlamak — duygulanmak Orada zaman zaman sebepsiz yere burnu sızlardı insanın. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu sürtülmek (veya burnu sürtmek) — sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek, gururundan vazgeçmek Hadisat şimdi burnunu da sürtmüş olduğundan ilk karısına karşı iyi davranıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu büyümek — kibirlenmek, büyüklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
burnu Kafdağında (olmak) — çok kibirli (olmak) Çeltikçiler, o burunları Kafdağında çeltikçiler çarşıya düşmüşler, önlerine gelene dert yanıyorlar. Y. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük