- karınca
- mor, morca; karınçka
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
karınça — karınca. I, 501; III, 375bkz: karınçak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
karınca — is., hay. b. 1) Zar kanatlılardan, toplu olarak yaşayan, yuvaları toprağın altında olan ve birçok türü bulunan böceklerin genel adı (Formica) 2) Madenlerde, döküm sırasında arada hava kalmasından veya pastan ileri gelen ufak boşluk Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca kararınca — zf. Az da olsa, elinden geldiği kadar, karınca kaderince Kendi kızları çalışıyor, karınca kararınca eve bir şeyler getiriyorlardı. E. Bener … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca yuvası — is. Karıncaların barındığı yer Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karınca yuvası gibi karınca yuvası gibi kaynamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca duası — is., din b. Bereket getirdiğine inanılarak iş yerlerine asılan dua Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller karınca duası gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca kaderince — zf. Karınca kararınca … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca asidi — is., kim. Formik asit … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca belli — sf. Beli çok ince olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca kuşu — is., hay. b. Karıncayiyen … Çağatay Osmanlı Sözlük
karınca kuşugiller — is., ç., hay. b. Karıncayiyengiller … Çağatay Osmanlı Sözlük