- tıkmak
- zor ile sokmak, yerleşdirmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tıkmak — tıkmak, doldurmak II, 16 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
tıkmak — i, e, ar 1) İterek, zorla, aceleyle sokmak Her birinin ağzına avucundaki et parçasını tıktı. F. R. Atay 2) tkz. Sokmak Hesap kitap, müfettiş derken Aslan ı kafese tıkmışlar. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler tıka basa … Çağatay Osmanlı Sözlük
kodese tıkmak — hapse sokmak Belki kodese tıkarlar, hazır olsun. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çanına ot tıkmak (veya tıkamak) — (birinin) sesini çıkaramayacak, kötülük edemeyecek bir duruma getirmek, susturmak İsterseniz çanıma ot tıkar, beni mahvedersiniz. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
deliğe tıkmak — argo tutuklamak, hapsetmek O nasıl yarmıştı benim kafacığımı, şimdi de yakalasınlar kuyruğundan onu da tıksınlar deliğe. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
içeriye atmak (veya almak veya tıkmak) — hapsetmek Bundan da başka yarın bunu tutar, içeri tıkabilirdi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzına tıkmak — susturmak, konuşmasına engel olmak Aleyhinde kim ne söylerse hemen ağızlarına tıkarlardı. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çan — is. İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran madenden araç, kampana Harp gemisinde çan, düdük ve insan sesleri birbirine karıştı. F. R. Atay Birleşik Sözler çan çan çan çiçeği çan kulesi cankurtaran çanı kilise çanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
delik — is., ği 1) Dar, küçük açıklık İğne deliği. Burun deliği. 2) Dar, küçük çukur Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı. S. F. Abasıyanık 3) Küçük hayvan yuvası Fare deliği. 4) sf. Delinmiş olan Hangi evden… … Çağatay Osmanlı Sözlük