haddini bildirmek — (birine) sert bir karşılıkla uslandırmak, yola getirmek, cezalandırmak Sabiha Hanım, geline haddini bildirmek için müessir bir çare düşündü. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüş bildirmek — bir konuda elde edilen düşünce ve deneyimleri vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilam etmek — bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyan etmek — bildirmek, söylemek, ileri sürmek, anlatmak Bu beklenmedik sevgi gösterileri karşısında ne kadar şaşırıp kaldığını gazete muhabirlerine beyan etmekten çekinmemiştir. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ifham etmek — bildirmek, anlatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tebliğ etmek — bildirmek Çağırsalar çağırsalar, sürgüne gideceğini tebliğ etmek için çağırırlar. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
bildüzmek — bildirmek, öğretmek II, 202 ile, beraber. I, 44, 82, 100, 170, 237, 242, 248, 354, 389, 417, 430, 434, 469, 528; I I, 5, 22 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
BEYAN-I İFHAMİYE — Bildirmek ve anlatabilmek için yapılan açıklama … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İ'LAM — Bildirmek. Belli etmek. Anlatmak. * Mahkeme hükmünü bildiren resmi karar yazısı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İBLAG — Bildirmek. Yetiştirmek. Haberdar etmek. Göndermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük