- birtakım
- sf.
Kimi, bazı
Aklından son süratle birbirini tutmaz, birtakım düşünceler geçiyordu.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Aklından son süratle birbirini tutmaz, birtakım düşünceler geçiyordu.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ödrüş — birtakım şeyler arasında muhayyerlik, seçim I, 96 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
açıklamalı — sf. Birtakım açıklamalarla anlaşılması, öğrenilmesi kolaylaştırılmış, izahlı Açıklamalı deyimler … Çağatay Osmanlı Sözlük
ada soğanı — is., bit. b. Zambakgillerden, soğanından ilaç olarak yararlanılan birtakım maddeler elde edilen çok yıllık bir bitki (Urginea maritima) … Çağatay Osmanlı Sözlük
Adalet Divanı — is., huk. Devletler arasındaki birtakım hukuk anlaşmazlıklarına bakan ve merkezi La Haye de bulunan uluslararası mahkeme … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahiret suali — is. Gereksiz ve usandırıcı soru Canım siz de çocuğa birtakım ahiret sualleri sormaya kalkışmasanıza... O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
alan — is. 1) Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha 2) Orman içinde düz ve ağaçsız yer, düzlük, kayran 3) Yüz ölçümü 4) Eski Roma da açık hava gösterisi yapılan geniş yer 5) mec. Bir çalışma çevresi Sanat kapalı bir alan değildir; sanat eseri herkes için … Çağatay Osmanlı Sözlük
alerji — is., Fr. allergie 1) Birtakım yiyecek, ilaç, toz, koku vb.ne hastalık derecesinde gösterilen aşırı tepki Bazı bünyelerin kafeine karşı alerjisi vardır. 2) mec. Bir kimseye veya bir şeye karşı olumsuz yönde duyulan aşırı duyarlılık Büyük… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alet — is., Ar. ālet 1) Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne 2) Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum. F. R. Atay… … Çağatay Osmanlı Sözlük