dalg - deli
- debdebeli
- debdebesiz
- debelamak
- debelatmak
- debelenebilme
- debelenebilmek
- debeleniş
- debelenme
- debelenmek
- debi
- debil
- debillik
- debimetre
- debriyaj
- debriyaj pedalı
- Deccal
- deccal
- deccallık
- decrescendo
- dedantör
- dede
- dede (veya dedesi) koruk yer, torununun dişi kamaşır
- dededen kalma
- dedektif
- dedektiflik
- dedektör
- dedelik
- dedi mi
- dediği çıkmak
- dediği dedik
- dediğim dedik, öttürdüğüm (veya çaldığım) düdük
- dediğim dedikçi
- dediğim dedikçilik
- dediğinden (dışarı) çıkmak
- dediğine gelmek
- dedikodu
- dedikodu etmek (veya yapmak)
- dedikodu kumkuması
- dedikodu sermayesi olmak
- dedikoducu