yüzü - züyu
- yüzünden akmak
- yüzünden düşen bin parça olmak
- yüzünden kan damlamak
- yüzünden okumak
- yüzüne bağırmak
- yüzüne bakamaz olmak
- yüzüne bakılacak gibi
- yüzüne bakılır
- yüzüne bakılmaz
- yüzüne bakmamak
- yüzüne bakmaya kıyamamak
- yüzüne bakmaya kıyılmaz
- yüzüne bir daha bakmamak
- yüzüne duramamak
- yüzüne gözüne bulaştırmak
- yüzüne gülmek
- yüzüne hasret kalmak
- yüzüne kan gelmek
- yüzüne kapanmak
- yüzüne karşı
- yüzüne tükürseler yağmur yağıyor sanır
- yüzüne vurmak (veya çarpmak)
- yüzüne yazmak
- yüzünü ağartmak
- yüzünü buruşturmak (veya ekşitmek)
- yüzünü gören cennetlik
- yüzünü görmemek
- yüzünü gözünü açmak
- yüzünü güldürmek
- yüzünü kara çıkarmak
- yüzünü kızartmak
- yüzünü kızartmak (veya kızdırmak)
- yüzünü şeytan görsün
- yüzünü unutmak
- yüzünü yere getirmek (veya geçirmek)
- yüzünün akı ile çıkmak
- yüzünün derisi kalın
- yüzünün derisi yere geçmek
- yüzünüze güller
- yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek