el uzatmak

el uzatmak
1) birinden bir hakkı almaya kalkışmak

Ne var ki niye bizim lokmamıza el uzatırlar?

- A. İlhan
2) yardım etmek

Sözü geçecek, en umulmadık bir zamanda kendine el uzatabilecek bir adam olmadığı nereden belli?

- R. N. Güntekin

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • uzatmak — uzatmak; geciktirmek I, 209; I I, 234bkz: uzutmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • uzatmak — nsz 1) Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak Saç uzatmak. Tırnak uzatmak. 2) i Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar. M. Ş.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işi uzatmak — bir işi sonuçlandırmamak İşi uzatmak, Cemal i üzmek istiyordu. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ona buna dil uzatmak — herkes için ileri geri konuşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak) — sakalını tıraş etmeyip büyütmek Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi. Y. Z. Ortaç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zeytin dalı uzatmak — barış için ilk adımı atmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kol uzatmak — yayılmak, ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bacaklarını uzatmak — hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dil uzatmak — bir kimse veya bir şey için kötü söylemek Başka ulusların kabahatleri ne olursa olsun, dost ve düşman bize nasıl dil uzatırlarsa uzatsın... T. Halman …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boynunu uzatmak — her şeye, her cezaya razı olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”