uzatmak — uzatmak; geciktirmek I, 209; I I, 234bkz: uzutmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
uzatmak — nsz 1) Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak Saç uzatmak. Tırnak uzatmak. 2) i Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar. M. Ş.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işi uzatmak — bir işi sonuçlandırmamak İşi uzatmak, Cemal i üzmek istiyordu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ona buna dil uzatmak — herkes için ileri geri konuşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakal bırakmak (veya koyuvermek veya salıvermek veya uzatmak) — sakalını tıraş etmeyip büyütmek Yaşıtlarının hemen hepsi sakal koyuverdi. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
zeytin dalı uzatmak — barış için ilk adımı atmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kol uzatmak — yayılmak, ulaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bacaklarını uzatmak — hiçbir şey yapmadan, hiçbir şeyle ilgilenmeden oturmak, tembel tembel zaman öldürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil uzatmak — bir kimse veya bir şey için kötü söylemek Başka ulusların kabahatleri ne olursa olsun, dost ve düşman bize nasıl dil uzatırlarsa uzatsın... T. Halman … Çağatay Osmanlı Sözlük
boynunu uzatmak — her şeye, her cezaya razı olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük