- bozucu
- is.
Bozma özelliği olan kimse veya şeyBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bozucu etki — is., fiz. Enerji sisteminde aniden ortaya çıkan, üretim kaybından, yük kesintisinden veya tesis, kablo, hat arızasından kaynaklanan belirgin değişiklik … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara bozucu — sf. Arabozan … Çağatay Osmanlı Sözlük
fitne fesat çıkarmak — 1) ara bozucu söz söylemek 2) ara bozucu davranışta bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
alabacak — sf., ğı, hlk. 1) Ayağı sekili (at) 2) Ara bozucu, dönek, uğursuz (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi … Çağatay Osmanlı Sözlük
arabozan — sf. İki kişinin arasındaki dostluğu veya geçimi bozan (kimse), ara bozucu, fesatçı, fitçi, münafık, müfsit, müzevir, ordubozan … Çağatay Osmanlı Sözlük
artroz — is., tıp, Fr. arthrose Genellikle şekil bozucu, iltihapsız, süreğen eklem hastalığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baştanımaz — sf. Asi, isyancı, düzen bozucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuculuk — is., ğu Bozucu olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
etki — is. 1) Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir Bu etki, genç kuşak konservatuvar mezunlarında yerini daha doğal bir Türkçeye bırakıyor. H. Taner 2) Bir etken veya bir sebebin sonucu Tokadın etkisi kötü oldu. 3) mec … Çağatay Osmanlı Sözlük