- bulaşıkhane
- is., T. bulaşık + Far. ḫāne
Kışla, okul, otel vb. yerlerde bulaşık yıkamaya ayrılan özel bölüm
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bulaşık — is., ğı 1) Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür. M. Ş. Esendal 2) mec. İz, etki, kalıntı Daha balayının bulaşığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hane — is., Far. ḫāne 1) Ev, konut 2) Ev halkı Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı. N. Cumalı 3) Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz Dama tahtasında altmış dört hane vardır. 4) mat. Basamak 5) müz. Klasik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
odunluk — is., ğu 1) Odun konulan yer Aşağıda mutfak, yanında bir bulaşıkhane ile bir uşak odası, bir odunluk, bir kömürlük. S. F. Abasıyanık 2) sf. Odun durumuna getirilip yakılmaya elverişli (ağaç) 3) mec. Kabalık, anlayışsızlık … Çağatay Osmanlı Sözlük