dili ağırlaşmak — hastalık sebebiyle güçlükle söz söyleyebilmek, güçlükle konuşmak Hastaya bazı şeyler soruyor. Fakat anlaşılır cevaplar alamıyordu. Birkaç saatin içinde kaynımın dili ağırlaştı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
agrumak — ağırlaşmak I, 273 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağırlaşma — is. Ağırlaşmak durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fenalaşmak — nsz 1) Kötü bir duruma girmek İş fenalaştı. 2) Hastanın durumu ağırlaşmak 3) Ansızın bayılacak gibi olmak Kendisini tam Cemile nin karşısında görünce fenalaştı. M. C. Kuntay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşunlaşmak — nsz Kurşun gibi ağırlaşmak ... bavulu kurşunlaştı, top gülleleri daha hafif gelirdi. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
pelteleşmek — nsz 1) Pelte kıvamını almak 2) mec. Çok yorulmak Çok yoruluyorlardı elbet, gövdeleri pelteleşiyordu, kıpırdayacak hâlleri kalmıyordu. M. Uyguner 3) mec. Donuklaşmak, yumuşamak, ağırlaşmak Tramvay çanları bile sertliklerini kaybederek pelteleşmiş… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çerlenmek — vücut ağırlaşmak, agrımak, hastalanmak I, 322; 11. 244, 245 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
küçenmek — gücü kuvveti kalmamak; zulmetmek; agırlaşmak, fazla yüklenmiş olmak II,148, 156 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
KEZZ — Boğazına çıkana kadar yemek. * Çok yemekten dolayı ağırlaşmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük