- fenalaşmak
- nsz
1) Kötü bir duruma girmek
İş fenalaştı.
2) Hastanın durumu ağırlaşmak3) Ansızın bayılacak gibi olmakKendisini tam Cemile'nin karşısında görünce fenalaştı.
- M. C. Kuntay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
İş fenalaştı.
Kendisini tam Cemile'nin karşısında görünce fenalaştı.
- M. C. KuntayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağırlaşmak — nsz 1) Ağır duruma gelmek 2) Hava sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak, bozulmak Büsbütün ağırlaşmış bir hava içinde nerelerden geçtiğimizi artık fark etmiyorduk. R. N. Güntekin 3) Yavaşlamak Artık yavaş yavaş göçüyor, boyu kısalıyor, teni… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fenalaşma — is. Fenalaşmak işi Mebrure, Hatice nin böyle birdenbire fenalaşmasından ürkerek ayağa kalktı. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
fena olmak — 1) (biri) hasta gibi olmak, fenalaşmak Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı. P. Safa 2) (biri) kötüleşmek 3) (biri) çok üzülmek, bozulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük