çelimsiz

çelimsiz
sf.
Güçsüz, zayıf, nahif

Pek çelimsiz olduğu için oruç tutamıyor.

- B. Felek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • celimsiz — zayıf …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • cırboğa — is., hay. b. 1) Bir tür çöl sıçanı (Dipus Caegyptius) 2) mec. Cılız, zayıf, çelimsiz çocuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • cimbakuka — sf. Çelimsiz ve biçimsiz (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çelimsizlik — is., ği Çelimsiz olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çerden çöpten — sf. 1) Dayanıksız, çürük Petrol lambası yanan / Kamış saz kulübede / Çerden çöpten kulübede / Mısır ekmeği yiyen çocuk / Seni seviyor. S. F. Abasıyanık 2) mec. Zayıf, narin, çelimsiz Ufak tefek, çerden çöpten kızlar, sinema yıldızları mesela... R …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • endamsız — sf. Boyu bosu yerinde olmayan, kısa, çelimsiz Çoğu bodur, endamsız, kemikli yüzlü ve sönük gözlü olduklarından... R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • karaca kuruca — sf. Esmer, zayıf ve çelimsiz Karaca kuruca, ufak tefek bir kadındı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıl kuyruk — sf., ğu 1) Zayıf, çelimsiz Hiçbir özelliği olmayan, kendi hâlinde, gösterişsiz, kıl kuyruk bir kedi idi. H. Taner 2) Züğürt, kılıksız 3) Niteliksiz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kuru — sf. 1) Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı Yanakları kuruydu fakat gözleri tamamıyla siyah yaştı. H. E. Adıvar 2) Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan Kuru çöl. Kuru tepeler. 3) Daha sonra kullanılmak için kurutulmuş, taze ve yeşil… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lagar — sf., esk., Far. lāġar Zayıf, çelimsiz Babam önde bir lagar beygir sırtındadır. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”