- kıl kuyruk
- sf., -ğu
1) Zayıf, çelimsiz
Hiçbir özelliği olmayan, kendi hâlinde, gösterişsiz, kıl kuyruk bir kedi idi.
- H. Taner2) Züğürt, kılıksız3) Niteliksiz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Hiçbir özelliği olmayan, kendi hâlinde, gösterişsiz, kıl kuyruk bir kedi idi.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kıl kudruk — kıl kuyruk; ördeğe benzer bir kuş 1337 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kuyruk — is., ğu 1) Hayvanların çoğunda, gövdenin sonunda bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ 2) Bu organa benzeyen uzantı Uçağın kuyruğu. Gelinliğin kuyruğu. 3) Kuşlarda gövdenin sonunda bulunan tüy demeti 4) Koyunun bazı türlerinde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıl — is. 1) Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı 2) Keçi tüyü 3) sf. Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan Kıl kilim. Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek. H. Türküsü 4) sf … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÜLB — Kıl fırça, kıl kalem. * Kalın kıl kuyruk, yele kılı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kılçık — is., ğı, hay. b. 1) Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik 2) bit. b. Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif 3) sp. Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve … Çağatay Osmanlı Sözlük