kuş gibi çırpınmak — çaresizlik içinde telaşlı davranmak Sokağa çıkmak, çocukların arasına karışmak için pencerede, kafeste kuş gibi çırpınırım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtilaç etmek — çırpınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
debelenmek — nsz 1) Bir acının etkisiyle veya bir baskıdan kurtulmak için çırpınmak Polisler bu arada, kurtulmak için çırpınan ve debelenen Sadi nin ceplerini arıyorlardı. T. Buğra 2) Çırpınmak, tepinmek, kımıldamak Gözüm, yerde ters yüz edilmiş debelenen bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarpınmak — nsz Çırpınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çır çır — zf. Ne yapacağını şaşırmış bir durumda çok üzüntü ve telaş içinde olmak anlamındaki çır çır çırpınmak deyiminde geçen bir söz Başka zaman olsa çır çır çırpınırdım, deli çıkardım, her yanımı ateşler basardı. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
çırpınıvermek — nsz Ansızın çırpınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çırpınma — is. Çırpınmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dövünmek — nsz 1) Aşırı üzüntü, çaresizlik, pişmanlık duyarak çırpınmak, kendi kendini dövmek Bir kadın dokuz çocukla bir viranenin içinde çırılçıplak kaldım diye dövünüyordu. A. Gündüz 2) mec. Çok üzülmek Farsçayı öğrenmediğime dövünür dururum. N. Ataç … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuş — is., hay. b. Yumurtlayan omurgalılardan, akciğerli, sıcakkanlı, vücudu tüylerle örtülü, gagalı, iki ayaklı, iki kanatlı uçucu hayvanların ortak adı Çalıların üstünde kuşlar cıvıldayarak uçuşuyordu. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler kuş bakışı kuşbaşı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yolunmak — nsz 1) Yolma işi yapılmak, çekilip koparılmak Kaşları tıraş edilmiş yahut yolunmuş, yerine hilal kaşlar kalemle çekilmiş. M. Ş. Esendal 2) mec. Çok kederlenerek çırpınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük