analiz etmek — çözümlemek, tahlil etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tahlil etmek — çözümlemek, analiz etmek Duyduklarımı tahlil etmek lazımsa sevinç, keder gibi hisler değildi. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilirkişi — is. 1) Belirli bir konudan iyi anlayan ve bir anlaşmazlığı çözümlemek için kendisine başvurulan kimse, uzman, ehlihibre, ehlivukuf, eksper 2) huk. Çözümlenmesi özel veya bilimsel bilgiye dayanan konularda oyuna veya düşüncesine başvurulan kimse,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çözümleme — is. 1) Çözümlemek işi 2) dbl. Bir cümledeki kelimelerin hangi kelime türünden olduklarını veya özne, tümleç, yüklem görevlerinden hangisinde bulunduklarını belirtme, tahlil 3) dbl. Kelimenin kökünü bulup eklerini gösterme 4) ed. Bir metni belirli … Çağatay Osmanlı Sözlük
çözümleyivermek — i Çabucak çözümlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
masaya oturmak — bir anlaşmazlığı çözümlemek üzere bir araya gelmek, toplanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
politika yapmak — politika yoluyla bir işi çözümlemek istemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kozunu paylaşmak (veya pay etmek) — (biriyle) aralarındaki anlaşmazlığı zora başvurarak çözümlemek, sona erdirmek Mümeyyiz Efendi varsın bekçi ile kozunu pay etsin... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kökünden halletmek — herhangi bir konuyu veya sorunu temelden çözümlemek Bu işi kökünden halletmek için kızını derhâl evlendirmeye karar vermişti. A. H. Tanpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karara bağlamak — bir davayı, bir sorunu çözümlemek, sonuçlandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük