- denetlemek
- -i
Bir işin doğru ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemek, murakabe etmek, teftiş etmek, kontrol etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
denetlemek — kontrol etmek … Beypazari ağzindan sözcükler
murakabe etmek — denetlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
teftiş etmek — denetlemek Hayatının bütün yazlarını Makedonya da geçirir, teşkilatı teftiş ederdi. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
nezaret etmek — denetlemek, bakmak Sevincimi belli etmemek için tekerleklerin çıkarılmasına hâlâ nezaret ediyorum. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
borsa komiseri — is. Borsalarda günlük alım satım işlemlerini, fiyat dalgalanmalarını denetlemek üzere Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından atanan görevli … Çağatay Osmanlı Sözlük
denetleme — is. 1) Denetlemek işi 2) Bir görevin yolunda yürütülüp yürütülmediğini anlamak için yapılan araştırma, denetim, bakı, teftiş, murakabe, kontrol Birleşik Sözler denetleme kurulu denetleme raporu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller denetleme yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
denetleyivermek — i Çabucak veya ansızın denetlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
doğrulama — is. 1) Doğrulamak işi, teyit, tasdik, konfirmasyon 2) fel. Bir varsayımın doğruluğunu denetlemek için deney ve mantıksal tanıtlama yoluyla yapılan işlemlerin bütünü … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşmak — nsz 1) Gezmek, gezinmek Belki otuz defa belki kırk defa, otelin merdivenlerini inip çıkıyor, her yeri dolaşıyor. M. Ş. Esendal 2) Doğru gitmeyip yolu uzatmak Bu yoldan giderseniz çok dolaşırsınız. 3) Dönüp başka bir yönden gelmek Dolaş da arka… … Çağatay Osmanlı Sözlük
edilgin — sf. 1) Hareketi ve etkisi olmayan, pasif Hiç kavgaya dönüşmemiş, edilgin bir dargınlıktı bu. A. İlhan 2) fel. Bir şeye karşı tepki göstermeyen, etkinliği olmayan, başkasının etkisinde kalan, münfail, pasif, etkin karşıtı 3) ruh b. Olayların… … Çağatay Osmanlı Sözlük