- derinlemesine
- zf.
Çok ayrıntılı olarak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
derinliğine — zf. Derin olarak, derinlemesine … Çağatay Osmanlı Sözlük
etraflıca — zf. Derinlemesine, ayrıntılı olarak, etraflı Bir karara varılmadan evvel, etraflıca düşünmek gerekir. F. F. Tülbentçi … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş çaplı — sf. 1) Ayrıntılı, bütün yönleri içine alan 2) zf. Derinlemesine, bütün yönleriyle … Çağatay Osmanlı Sözlük
jeosismik — sf., ği, jeol., Fr. géosismique Bir patlama sonucu, derinlemesine yayılan dalgaların incelenmesi yoluyla yeryüzü katmanlarındaki madenleri araştırma yöntemi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ön bilgi — is. Herhangi bir konuda derinlemesine bir araştırma yapmadan sağlanan birtakım bilgi … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzun — sf. 1) İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı 2) Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece. Âşık Veysel 3) zf. Ayrıntılı, derinlemesine Uzun düşündüğünü unuttuğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzun boylu — sf. 1) Boyu uzun olan 2) mec. Uzun süre Karakolda uzun boylu sıkıştırdılar. S. F. Abasıyanık 3) zf., mec. Derinlemesine, ayrıntılarıyla … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz gezdirmek — 1) derinlemesine incelemeden okumak Masanın üstünde bir başka gazete var. Biraz evvel ona göz gezdirdiğim zaman birbiri ardı sıra üç havadis görmüştüm. R. N. Güntekin 2) bir yeri, bir şeyi çabucak incelemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mütebahhirane — (A. F.) [ ﻪﻥاﺮﺤﺒﺘﻡ ] derinlemesine … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ta'mîk — (A.) [ ﻖﻴﻤﻌﺕ ] 1. derinleştirme. 2. derinlemesine inceleme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü