- dinleme
- is.
Dinlemek işi
Onu gece yarılarına kadar dinleme fedakârlığı yine bize düşer.
- H. TanerBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onu gece yarılarına kadar dinleme fedakârlığı yine bize düşer.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
dinleme salonu — is. Müzik, tiyatro eserlerini dinletmek, radyo televizyon yayınları yapmak veya ses kaydetmek amacıyla akustiği sağlanmış salon, oditoryum … Çağatay Osmanlı Sözlük
Marine VHF radio — A standard handheld maritime VHF, mandatory on larger vessels under the GMDSS rules … Wikipedia
dalınç — is., cı, ruh b. 1) Kendinden geçercesine sessiz bir coşkuya dalma, istiğrak, meditasyon 2) Günlük hayatın sıkıntılarından sıyrılmak amacıyla bağdaş kurarak sessiz ve hareketsiz bir biçimde düşüncelerden uzaklaşma, kendini dinleme, istiğrak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlemek — i 1) İşitmek için kulak vermek Konağın hesabını sen söylersin, ben de dinlerim. A. Ş. Hisar 2) Birinin sözünü, öğüdünü kabul edip gereğince davranmak Beni dinlersen bu işten vazgeç. 3) Kulakla veya dinleme aletiyle hastayı muayene etmek Doktor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlenmek — 1. nsz 1) Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı. P. Safa 2) Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinletilmek — nsz Dinleme işi yaptırılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinleyebilmek — i Dinleme imkânı veya olasılığı bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinleyiş — is. Dinleme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
itaat — is., ti, Ar. iṭāˁat Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller itaat etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
oditoryum — is., Fr. auditorium 1) Konserlere, konferanslara elverişli dinleme salonu 2) Antik Roma da halkın ozanları dinlemek üzere toplandığı yer … Çağatay Osmanlı Sözlük