- doğru
- sf.
1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı2) Gerçek, yalan olmayan
Doğru haber.
3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygunBunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur.
- A. Gündüz4) is. Gerçek, hakikatSöyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz.
- N. Ataç5) is., mat. İki nokta arasındaki en kısa çizgiİki noktadan yalnız bir doğru geçebilir.
6) zf. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimdeÇocuk doğru okudu.
7) zf. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca8) zf. Yakın, yakınlarındaŞafağa doğru otomobil sesi duyuldu.
- F. R. Atay9) e. Karşı yönünceYüzü sapsarı bir kadın iskeleye doğru yürüdü.
- S. F. Abasıyanık10) mec. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namusluBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.