- doğru bulmak
- uygun görmek, onamak
Onun yaptıklarını doğru buluyor musunuz?
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Onun yaptıklarını doğru buluyor musunuz?
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
doğru — sf. 1) Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı 2) Gerçek, yalan olmayan Doğru haber. 3) Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur. A. Gündüz 4) is. Gerçek, hakikat Söyleyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haklı bulmak — davasını, iddiasını, düşüncesini, davranışını doğru bulmak, yerinde görmek Müdür onu haklı buldu … Çağatay Osmanlı Sözlük
yerinde bulmak — doğru olduğunu kabul etmek Hayatını değiştirme kararımı yerinde bulması beni de memnun etti. C. Uçuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
haksız bulmak — bir iddiayı, düşünceyi, davranışı doğru ve yerinde bulmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
son bulmak — bitmek, tükenmek Dallar uçlara doğru gittikçe inceliyor, gecenin karanlığına karışarak son buluyordu. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
hak vermek — (birine) birinin düşüncesini, davasını, iddiasını doğru bulmak Onun hakkında söylediğin şeyler için sana pek çok hak verdim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
TASVİB — Münasib görmek. Uygun ve doğru bulmak. * Aşağı indirmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yol — is. 1) Karada, havada, suda bir yerden bir yere gitmek için aşılan uzaklık, tarik 2) Karada insanların ve hayvanların geçmesi için açılan veya kendi kendine oluşmuş, yürümeye uygun yer Bahçeleri bahçelere toprak yollar bağlardı. Ç. Altan 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Xanadu Resort Hotel — (Белек,Турция) Категория отеля: 5 звездочный отель Адрес: Belek Tourism Center … Каталог отелей
haklı — sf. 1) Hakka uygun, doğru, yerinde Fakat aşkta ne hak ne haklı ne haksız ne de bir hakikat vardır. M. Ş. Esendal 2) Davası, iddiası, düşüncesi veya davranışı doğru ve adalete uygun olan (kimse) İkisinden hangisinin haklı olduğu anlaşılamadı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük